Bilim İnsanları Açıkladı: Güneş Sisteminde Gizemli Bir Dokuzuncu Gezegen Olabilir
Güneş Sistemi, etrafında milyonlarca nesnenin döndüğü ağır bir bölgedir. Gezegenler, aylar, kuyruklu yıldızlar ve asteroitler birçok farklı nesnenin ortasındadır. 1846’da sekiz ana gezegeni keşfettikten sonra, bilim adamları cüce gezegenler adı verilen daha küçük nesneleri keşfetmeye devam ettiler. Plüton da bu keşfedilen cüce gezegenlerden biridir.
Güneş Sistemimiz oldukça ağır bir yer. Gezegenlerden aylara, kuyruklu yıldızlara ve asteroitlere kadar etrafta hareket eden milyonlarca nesne var.
1846’da gökbilimciler sekiz büyük gezegenin hepsini bulmuştu.
Bu cüce gezegenlerden bazılarının keşfi, bize Güneş Sistemi’nin eteklerinde başka bir şeyin gizlenmiş olabileceğine inanmamız için sebep verdi.
Dokuzuncu bir gezegen olabilir mi?
Güneş Sistemimizdeki her nesne Güneş’in etrafında döner.
Bir gezegenin yerçekimi o kadar büyüktür ki, nesnelerin onun etrafında nasıl hareket ettiğini etkiler. Buna “yerçekimi” diyoruz. Dünyanın yerçekimi, her şeyi yerde tutan şeydir.
Yerçekimi kuvveti anlayışımız sayesinde, olası bir Dokuzuncu Gezegen için en büyük ipucunu elde ediyoruz.
Plüton’un ötesindeki cüce gezegenler gibi gerçekten uzak nesnelere baktığımızda, yörüngelerinin biraz beklenmedik olduğunu görürüz.
Gökbilimciler, bu nesnelerin bu şekilde hareket etmesi için hangi yerçekimi kuvvetlerinin gerekli olduğunu modellemek için bir bilgisayar kullandıklarında, buna neden olmak için Dünya kütlesinin en az on katı bir gezegenin gerekli olduğunu buldular.
Şimdi sahip olduğumuz sorun, bu varsayımların ve modellerin doğru olup olmadığını doğrulamaya çalışmaktır.
Dünyanın dört bir yanındaki bilim adamları uzun süredir Dokuzuncu Gezegenin görünür kanıtlarını arıyorlar.
Bununla birlikte, Dokuzuncu Gezegen Güneş’ten çok uzakta olduğu için, Dünya’daki en pürüzsüz teleskoplar için bile tespit edilmesinin çok sönük ve zor olmasını bekliyoruz.
Sadece koşulların doğru olması gereken küçük gece pencerelerimiz var.
Ama henüz umudunu kaybetme.